Amasya’nın Çambükü Köyünde Meraları İçin Posta Markajcı Köylüler: “Tığ Hangi Yapacağız Bu Şita Günü? Tıpkısı Zerre Soy Sop Ekemedik”

GENÇAĞA KARAFAZLI

Amasya’nın Taşova ilçesine merbut Çambükü’nde, köylülerin otlak alanlarına birleştirme sanayi bölgesi (OSB) yapılmasına müteveccih tepileri sürüyor. OSB yapılan merada kez tutan Çambükülü kadınlardan biri, “Büyüklük görevlilerine sesleniyorum; bizim topraklarımızı bıraksınlar, bu anaların ahını almasınlar. Tığ ne yapacağız bu kış günü? Ayrımsız parça soy sop ekemedik. Bizim toprağımızı ellemeyin, tığ başka tıpkı öz istemiyoruz. Müzaheret evet birlikte bambaşka tıpkısı husus istemiyoruz, çabucak bizim toprağımızı ellemesinler. Kombinasyon sanayiye kayran mi bulunmayan? Gitsinler, ona layık benzeri yerde yapsınlar. Bizim dirim alanımız tükeniyor, bitti” dedi.

Çambükü’nde otlak alanları ellerinden alınan köylüler, sürdürdükleri direnişin 94. gününde, kendilerine kafasız verilmelerini kâm ettikleri mera alanlarında direniş ateşi yakarak kez tuttu. Köylüler, “Adalet, ahbaplık, adalet”, “Direne direne kazanacağız” ve ‘Havama, suyuma, toprağıma dokunma’ sloganları attı.

“BİZ DİRENİYORUZ HALA, ÇİFTÇİLİK ÖLMEDİ”

Hayvanlarının gübrelerini dökecek bir tarlaları kalmadığını belirten Ayşe Dönmez, şunları söyledi:

“Hayvan gübrelerimizi kere kenarlarına dökeceğiz, eksantrik ayrımsız yerimiz kalmadı zira. Sayın Ilbay’mize soruyorum; bu gübreyi nereye götüreceğiz? Sefer kenarlarına döküyoruz, bize dikme versin üstelik defa kenarlarına ağaç dikelim. 40 almanak ağaçlarımızı yıktı, devirdi. Herhangi Bir yere dikme dağıtıyor. Gübreyi dökelim, yerine bile dikme dikeriz. Diyecek bire bir şeyimiz da kalmadı. 7-8 aydır diyoruz, tek yerden aynı patırtılı bile duyamıyoruz. Ekincilik Bakanı, çıkıyor bahis söylüyor, ‘Çiftçilik öldü’ diyor. Tığ direniyoruz hala, çiftçilik ölmedi. Tığ, rençperlik üzere direniyoruz burada.”

“BU ÇOCUKLARIN AHINI SİZE TUTTURSUN CENABIHAK”

Apayrı bir Çambükülü avrat ise şöyle konuştu:

“Teşrinievvel dikim zamanı. Ben bamya ekeceğim, soğan tohumunu aldırdım, evde duruyor, ekmeye yerim bulunmayan. Hangi ile büyüteceğim ben bu çocuklarımı? Oturduğum yerden kalkamıyorum. Sesimizi duyan namevcut. Herhangi Bir yeri bıraktınız, Çambükü’hangi mi kaldınız? Suyumuz namevcut, tarlamız yok, arazimiz namevcut, ekmeye biçmeye yerimiz bulunmayan. Bizi on paralık mi düşünmediniz? Bize üstelik acıyın. Bakın de görün, ibrete kadın. Ne söylerseniz onu yapalım; bize bamya, soğan, sarımsak ekecek yerimizi gösterin. Köylüyüz, yerimiz, yurdumuz yok. Malımız dahi burada kaldı. Bize tıpkı defa gösterin. Baştakiler, sesimizi duyun. 3 aydır uğraşıyoruz, kimesne bunu işitmiyor mu? Bu çocukların ahını size tuttursun Cenabı Tanri.”

“BİR TELEFONLA DEVLETİMİZ İÇİN SOKAKLARA DÖKÜLDÜK. AMMA BİZ 8 AYDIR BAĞIRIYORUZ, DEVLETİ YANIMIZDA GÖREMİYORUZ”

Çambükülü kadınlar kendisine nöbete devam ettiklerini belirten ayrımsız sair vatandaş ise şunları söyledi:

“Sayın devletime sesleniyorum. Seslendik ama sesimizi duyuramadık. Senin ayrımsız telefonunla aynı Türk vatandaşı kendisine sokaklara döküldük, senin yanı sıra olduk. Ama biz 8 aydır bağırıyoruz, sizi yanımızda göremiyoruz. Atadığınız ilbay, kaymakam ve şehremini, onlar köyün üstünden geçiyor. Onlar amacıyla Çambükü diyerek benzeri yer bulunmayan. Bir bala okutuyorum, tıpkısı çocuğum evlenecek; şu anda bamya, soğan ekmeye yerim namevcut. Ego hangi yapacağım? Hayvanlarımı kestirdim, ilkokul parça hayvanım kaldı. Yavruları var, kıyamıyorum kestirmeye. şehremini bizi oyalıyor, ‘Git, gelirim’ diyor gelmiyor. Şu gördüğünüz araziyi simsiyah toprağa çevirdiler. Biz, şu anda bire bir avuç toprağa ayrımsız apaz buğday saçmadık. Ekeceğimiz kayran burasıydı, zira bambaşka gidecek yerimiz yok. Devletimiz bizi görmüyor, Çambükü’nü görmüyor cesamet. Değme zaman geliyoruz, ati korkusuyla oturuyoruz burada. Bize tıpkısı umar bulun.”

“ANALARIN AHINI ALMASINLAR, TOPRAĞIMIZA ELLEMESİNLER”

Kış haset toprağın üzerinde kat tuttuklarını belirten tıpkı diğer kadın üretici şöyle konuştu:

“Hayvanlarımızı, toprağımızı bırakın diyoruz. Bize, iki ırmağın arasını veriyorlar, bizle numara mı geçiyorlar? Heybet görevlilerine sesleniyorum; bizim topraklarımızı bıraksınlar, bu anaların ahını almasınlar. Tığ hangi yapacağız bu kış günü? Tıpkı çıngı soy sop ekemedik. Bizim toprağımızı ellemeyin, tığ eksantrik ayrımsız şey istemiyoruz. Arkalama evet üstelik bambaşka benzeri molekül istemiyoruz, sadece bizim toprağımızı ellemesinler. Tevhit sanayiye yer mi bulunmayan? Gitsinler, ona müstahak ayrımsız yerde yapsınlar. Bizim hayat alanımız tükeniyor, bitti. Ölene kadar mücadelemizi artırmak yok. Çambükü halkı boydak değildir.”

“ÇOLUĞUMUZUN ÇOCUĞUMUZUN RIZKINI ALIYORSUNUZ”

Aynı özge avrat yurttaş ise “Bu sesimizi duyun daha çok. Hani mağdurların yanındaydınız? Hani neredesiniz? Eş, bizim yanımızda üstelik olun, yorulduk artık. Evlerde yatamıyoruz, kere tutuyoruz çoluk çocuğumuzla. Çoluğumuzun çocuğumuzun rızkını alıyorsunuz. Elkızı bir, sesimizi duyun. Tıpkısı Mütedeyyin bize umum uzatsın. Ayrıntılar bana soruyor, ‘Babaanne, bu yıl bizim yiyeceğimizi nereye dikeceksin’ diye niteleyerek. Verecek aynı cevap bulamıyorum. Köyleri geziyorsunuz, bizim köyümüze de eş. Bizim köyümüz kime hangi yaptı? Kepçelerin kazıdığı yerde akşama kadar bekliyoruz, ateşimizi yakıyoruz. Kışın bütün evinde oturuyor, biz buralarda oturuyoruz; kepçeler gelecek mi, gelmeyecek mi diye niteleyerek. Askeri karşımıza diktiniz; kadınları, bizi çarpma ettiler” dedi.

“GELIŞIGÜZEL YERİN BELEDİYESİ AĞIZOTU DAĞITIYOR, BİZİM BELEDİYE BILE OTLAKLARI KAZDIRIYOR”

Hasan Dönmez ünlü Çambükülü vatandaş bile “Sayın Vali; ruz kucak güdüyorum şeb yol tutuyorum. Bu hayvanların geleceğini kararttın işte. Bu hayvan bilimi yavruluyor, kestiremedik. Bundan henüz aşkın güruh var. Bu hayvanların geleceği hangi olacak? Sen, orada koltuğunda taraf gelmiş oturuyorsun, dünyadan haberin bulunmayan. Bu ulus, gençler, kadınlar, kış haset burada kez tutuyor, sökel oluyor. Sen, bu işe reçete bulacağına köylüden haberin namevcut. Sayın Belediye Reisi, kireç yolladı, otlaklara kireç döktürdü. Illet? Arazi kararsın da ‘ot bitmez’ raporu verecek. Sırlar baştan fışkırdı, Sayın Şehremini. Gelişigüzel yerin belediyesi yem dağıtıyor, bizim şehremaneti dahi otlakları kazdırıyor. Aynı şehremini pekâlâ peki de köylüyle uğraşır, kadınları şita haset sokağa döker? Gel dahi bire bir hal bul, hangi olacak bu halimiz” diye konuştu.

Share: