Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde 6 Şubat’taki depremde yıkılan evlerinin enkazına sürünerek girip, 65 yıllık eş Fatma Kundakçı’yı çıkaran 83 yaşındaki Mahmut Kundakçı, “İkinci depremde cümle eve girecekken gümbürtü koptu. Oğlum kapıda beni kucakladığı üzere geriye çekti. ‘Bırak beni bayan içerde. Ölürsem dahi öleyim, onu almadan olmaz.’ dedim. 65 almanak evliyiz, o benim canımdan öte.” dedi.
Kundakçı ailesi, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere Göksun ilçesindeki evlerinde yakalandı. İkinci depremde iri oranda yıkılan evlerinden sağ salim çıkmayı başaran buğulu çift, üniversite öğrencisi yeğenleri ve hayırseverlerin desteğiyle Ankara’ya getirildi.
EŞİNİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI
79 yaşındaki Fatma Kundakçı, deprem sonrası yaşadığı afiyet sorunları dolayısıyla Mamak Mehabet Hastanesi’nde otama altına alınırken, 83 yaşındaki eşi Mahmut Kundakçı dahi hastanede kendisini bir an olsun bekâr bırakmadı. Tıpkısı yastıkta 65 yıla sığdırdıkları evlilikleri ve zor günlerde gösterdikleri dayanışmayla benzer olan Kundakçı çifti, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
İlk depremde sabah namazı amacıyla kalkmaya hazırlandıklarını söyleyen Fatma Kundakçı, “Uyandım, eş gümbürdüyordu. Ayrımsız baktım benim kayırıcı tanıklık getiriyor, sonraları ego da şahitlik getirmeye başladım. Geçmek için kapıya kaçtık, sonuç anda çıktık.” diye niteleyerek konuştu.
“MAHMUT OLMASA EGO ORADA ÖLÜRDÜM”
İkinci depremi yaşadığı şokun etkisiyle yekpare kendisine hatırlamayan Fatma Kundakçı, sarsıntıların haddinden fazla korkutucu olduğunu aktardı.
Mamak Izzet Hastanesi’nde tedavisinin haddinden fazla bereketli gittiğini belirterek, etibba ve sayrılarevi çalışanlarına teşekkürname eden Kundakçı, “İyiyim çokça şükür daha çok. Allah eksantrik balkı vermesin, kimseler zahmet çekmesin. İkinci sarsıntıda Mahmut olmasa ben orada ölürdüm, o gümbürtüde elimden tuttuğu kabil çekti beni, kurtardı. Ben onu Cenabıhak üzere çok seviyorum, iki yıl kucağımda bebeğimle er yolunu bekledim.” ifadesini kullandı.
“ÖLÜRSEM ÜSTELIK ÖLEYİM”
83 yaşındaki Mahmut Kundakçı ise ikinci depremde kerpiç evlerinin nazik oranda yıkıldığını söyledi. Kundakçı, yaşadığı o anları gözyaşları içre şöyle anlattı:
“Eşime ego bakıyorum, ikimiz yaşıyoruz. İlk depremde dışarı çıkmıştık. Sonradan ego dışardaydım, hatun eve girmişti. gün ortası cümle eve girecektim, demir kapıyı açtım o sırada tıpkısı gümbürtü koptu, ev üstüme geldi bir anda. Sözde yana yatıp esasen doğruluyordu. Oğlum gelmişti, o beni kucakladığı kadar geriye çekti. ‘Bırak beni bayan içerde. Ölürsem üstelik öleyim, onu almadan olmaz.’ dedim. ‘Girme’ dedi, ‘gireceğim’ dedim. Hanım kapının ağzına kadar gelebilmişti, kaldırıp çıkarmaya gücüm yetmedi ama sürünerek içeri girip elini sımsıkı tutup onu çektim. Sürünerek dışarı çıkarttım.”
“O BENİM CANIMDAN ÖTE”
Üç dönüş dışarda kaldıklarını, bu tam sonsuz artçı sarsıntıların olduğunu, haddinden fazla korktuklarını ve eşinin afiyet sorunları zımnında Ankara’ya getirildiklerini tamlayan Kundakçı, “Allah devletimizin yokluğunu göstermesin, Ankaralılara üstelik kurban olayım. Öğrenci yeğenimiz arkalama etti buraya geldik. Burada başka yakınımız yok. Ancak kalacağımız evi, yiyeceğimizi her şeyimizi temin ettiler. Cenabıhak razı olsun Ankaralılardan, herkes bize haddinden fazla havari oldu.” dedi. Eşinin tedavisinin üstelik iyi gittiğini dile getiren Kundakçı, “65 yıllık evliyiz, 6 çocuğumuz var. Ben ameleyim, 6 çocuğumu öyle okuttum, büyüttüm. Yavrularımız üstelik bizim üzere dört dönüyor şimdi. Hanımım Fatma benim canımdan öte.” diye niteleyerek konuştu.
BİRKAÇ ZAMAN İÇİNDE TABURCU OLACAK
Mamak Fehamet Hastanesi enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. Sibel Kaya Fırat bile diyabet, süreğen böbrek hastalığı ve konjestif his yetmezliği üzere rahatsızlıkları kâin Fatma Kundakçı’nın afiyet durumuna ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Hastamızda yer sarsıntısı sonrası gelişen enfeksiyon dahi saraka konusuydu. Antibiyotik tedavisi sürüyor, şu an durumu iyiye gidiyor. Fatma teyzeyi birkaç dolaşma bilahare taburcu etmeyi planlıyoruz.”
