Yekpare Emeklilerin Sendikası Üyesi Haydar Pınarbaşı: “Depremlerde Cavlamak İstemiyoruz.

Kamu Emeklilerin Sendikası yöneticisi Haydar Pınarbaşı, “Kayıtlara şu geçsin, biz halkız. Halkın gücünü o ati olan seçimlerde göstermesini biliriz. Bu nedenle bize ‘hodri meydan’ demeyin. Bugünden sonradan hakeza yaşamayı istemiyoruz, bugünden sonra depremlerde ölmek istemiyoruz. Cebin terimizi bu ülkeye vermiş olan emekliler olarak bu ülkede güvende geçim ortamında yaşamayı istiyoruz” açıklamasını yaptı.

Bütün Emeklilerin Sendikası, bugün Ankara bulunan genel form binasının önünde Kahramanmaraş merkezli depremler nedeni ile hayatını kaybeden ve yaralanan depremzedeler amacıyla izah yaptı. Tekaüt yurttaşlar, “Depremden ölüm şans değildir, yastayız, isyandayız” pankartını açtı ve hayatını kaybeden depremzedeler üzere koşma okundu.

Kül Emeklilerin Sendikası MYK üyesi Haydar Pınarbaşı, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“TESELLİMİZ, UMUDUMUZU YENİDEN YEŞERTEN HALKIMIZIN GÖSTERDİĞİ DAYANIŞMADIR”

“6 Küçük Ay depremi maatteessüf on binlerce canımızı aramızdan aldı, beniz binlerce yurttaşımız yaralandı. Milyonlar evinden, köyünden, şehrinden oldu. Ülkemiz tarihinden, şehirlerimiz kültüründen oldu. Bugün burada yitirdiğimiz canlarımızı almak, onların anılarını yaşatmak, yakınlarını yitirenlerin acısını tesahup etmek için buradayız. Şu anda halen elan depresyon altında birçok yaşama var? Nesep kaybımız hangi büyüklüğünde? Tığ buna aynı açısından asla bakmıyoruz. Hep canlar değerlidir, bire bir birey değerlidir. Amma ne büyüklüğünde çok can kaybettiğimizi bile bilmemiz gerekiyor. Zira, halen elan enkazın başında aktif çıkma umudu olmasa bile oradan donmuş bedenleri intikal etmek isteyenler var. Bütün ülke ateş süresince. Yitirdiğimiz canlarımızı tevakki etmek ile anıyoruz. Yaralılarımızın ayrımsız an geçmiş iyileşmesi temennimizdir.

Tüm Emeklilerin Sendikası olarak, depremde dayanışmayı yaşatan, kendisi enkazdan çıkarıp can kurtaran, depremin sabahında bölgeye ulaşarak elinden geleni fail halkımıza de şükranlarımızı sunuyoruz. Çok büyük kırıcı yaşıyoruz; eyyam, haftalar, yıllar, üste yaşadığımız sürece unutamayacağımız acılar. Tesellimiz, umudumuzu yeniden yeşerten halkımızın gösterdiği dayanışmadır. Halkımız tıpkısı posta elan hiçbir alt bölüm bulunmaksızın dayanışmanın sunu güzel örneğini bir yol henüz yaşatmış, yaşatmaya devam etmektedir.

“BİLİM VE TEKNOLOJİNİN BU BÜYÜKLÜĞÜNDE İLERLEDİĞİ ÇAĞDA BÖYLESİ ÖLÜMLERİN BAHT NAMINA NİTELENDİRİLMESİ, YAPTIĞINIZ YANLIŞ TERCİHLERİN ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞMAKTIR”

Depremler bir anlaşılmayan değil, tıpkısı meçhul format değil. Konunun uzmanları neredeyse adres göstererek şiddetini bile belirtmekteler. Yani, isimsiz bir şey değil. Olur depremler amacıyla tedbir kabul etmek mümkün müdür? Bizler bayağı insanlar yerine, bizler bayağı yurttaşlar kendisine marifet insanlarını dinlediğimiz ahit bunun türlü olduğunu anlıyoruz. Şart, bilimsel muamele ile başlıyor. Malumat ve teknolojinin bu büyüklüğünde ilerlediği çağda böylesi ölümlerin nasip adına nitelendirilmesi, bilimi iptal etmek, halkı şaşırtmak, yaptığınız hatalı tercihlerin üstünü örtmeye çalışmaktır. Depreme dayanabilen binalar yapılması türlü iken; dayanç etütlerin yapılması gerekirken, yerleşim alanların uygun kendisine seçilmesi durumunda böyle ölümler yıldız değil; bitim ihmaldir. Doğayı bozma ederseniz, etmeye devam ederseniz, çelimsiz binalar belirleyip halkın güvende yaşayacağı binalar nesir etmezseniz ve senelerce buna direnirseniz bu ölümlere kader dersiniz…

“ÜLKENİN TAMAMINA BAKTIĞINIZ ANT BİR ANONİM ŞİRKET GİBİ YÖNETİLMEKTEDİR”

AFAD yegâne elden yönetilmektedir evet da yönetilememektedir. Neden bütçeden hisse, zelzele ülkesinde bu büyüklüğünde bağan ayrılmaktadır? Yıllardır zelzele vergilerini toplayan şevket, illet yurttaşa IBAN göndermektedir? Yer Sarsıntısı ülkesi olan ülkemizde İzmir için, İstanbul amacıyla, bambaşka bölgeler üzere selen insanlarının söylediklerini de talih saymalarına neden oluruz. İşte bu nedenle demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin desteğiyle Cümle Emeklilerin Sendikası kendisine, daha çok hiçbir şey eskisi kabilinden olmasın diyoruz. Bu sarsıntı, halkımız amacıyla milat olsun. Ülkenin tamamına baktığınız ahit aynı anonim ortaklık gibi yönetilmektedir. Elan elhak ülke yönetilmemektedir, şirketler kendi yaptıkları ile beraberce yoluna bitmeme etmektedir. Bizler, bilgelik insanları bu kadar bağırırken daha çok ecelsiz ölmek istemiyoruz.  Bundan Sonra depremden ölümlere dahi ecel demiyoruz. Demeyeceğiz…

“HELALLEŞME ÜLFET DEVLETLERİNDE OLAMAZ”

Kaç pasaj mamure affı matrut. İmar affı mı ümran cinayeti mi bilemiyoruz. Geldiğimiz yerde o reklama çıkan eski artist zaman ne yapıyordur, bilmiyorum. Bizler bugünden sonra vaatlere inanmıyoruz, sunulan vaatlerin gerçeklik olmadığını biliyoruz. İnşaat yapılacak, insanlara mülk dağıtılacak, helalleşme istenilecek. Kimden isteyeceğiz helalleşmeyi? Yaşayanlardan mı, mânialı kalanlardan mı, yaşamını yitirenlerden mi? Kimden istiyoruz helalleşmeyi? Helalleşme ünsiyet devletlerinde olamaz, hukuk devletlerinde yapamadığınız, görevi adına getiremediğiniz işin istifası gerekir. Hepimiz, bu ülkeye yıllarımızı verdik, kimimiz vazifeli kimimiz iştirakçi. Kimimiz kendi hesabıyla emekli olan arkadaşlarımız. Daha Çok çocuklarımızın yürek içre oturduğunu görmeyi istiyoruz. Torunlarımızın sakıncasız evlerde, emin konutlarda yaşadığını bilmeyi istiyoruz.

“HALKIN GÜCÜNÜ O GELECEK OLAN SEÇİMLERDE GÖSTERMESİNİ BİLİRİZ”

Bizden helalleşme istenilmesin. Tıpkı birlikte ‘hodri meydan’ denilmesin. Biz cesur değiliz, mafya değiliz, çete değiliz. Onlar bile karışıyor, sanki ülkeyi onlar yönetiyormuş kadar. Statlarda bağıranlar halktır, onları yıldırma edenler bile halkın dışındakilerdir.  Bugün ‘hodri meydan’ denilecek kayran Adıyaman’dır, Hatay’dır, Antep’tir. Oraya ‘hodri meydan’ diyeceksiniz. Orada kimse açıkta kalmayacak. On Paralık kimesne çadırsız kalmayacak, tek kimesne açgözlü kalmayacak. Tığ zaman yetkililerden istediğimiz husus, bize değil; oraya dönük ‘hodri meydan’ söylenmesidir. Tığ neyiz ki? Tığ halkız. Acımız çokça nazik söyleyeceğimiz çokça öz var. Kayıtlara şu geçsin, biz halkız. Halkın gücünü o ati olan seçimlerde göstermesini biliriz. Bu nedenle bize ‘hodri meydan’ demeyin. Bugünden sonraları hakeza yaşamayı istemiyoruz, bugünden bilahare depremlerde cavlamak istemiyoruz. Cebin terimizi bu ülkeye vermiş olan emekliler bu ülkede güvende hayat süresince yaşamayı istiyoruz. Bunu ki sağlarsa sağlasın. Taşıyamayacağımız yegâne özdek, fert kaybıdır. Depremler kader değildir.”

Share: