HÜDAPAR’dan haftalık ruzname değerlendirmesi

Özgür Dava Partisi, bu haftanın ruzname değerlendirmesini yaptı. Öğür Sözcüsü Yunus Emiroğlu’nun yaptığı açıklamadaekonomi, mevsimlik iştirakçi sorunu, bozma edilen festivaller, anadilde eğitim ve darülfünun öğrencilerin tahaffuz ihtiyacı gibi konular ele alındı.

İşte Emiroğlu’nun açıklamaları:

Küresel akse ve Türkiye’ye özgü soylu erki koşullar, enflasyonun hedeflenenin çok üstünde gerçekleşmesine kat açtı. Faziletli şişkinlik karşısında, başta minimum ücretlilere yapılan ara remiks girmek için kamu çalışanlarının ücretlerine para şişkinliği oranlarında bindirim yapıldı. Asgari ücrete endeksli rüşvet muafiyetleri getirildi. Ancak sabık yıla oranla algı dilimlerindeki artışın yüzde 34 düzeyinde kalması, yükselen rüşvet matrahları karşısında bordrolu çalışanlardan elan çok vergi kesilmesine başlık araladı.

Serencam zamanlarda lüzum çalışanlar gerekse çalışanları temsilen ilgilendiren sendikalar, alacak dilimlerinin dahi enflasyon ve yapılan zam oranları dikkate alınarak yeniden güncellenmesi gerektiğini hükümetten irade etmektedirler. Kontra halde kazanç dilimlerinden kaynaklanan ve yüzdelik 20 ile yüzde 27’lik vergiye mukabele eden matrahlar, yapılan ecir artışlarının yüce ayrımsız kısmının çalışanların cebine girmeden kaynağında kesilmesi sonucunu doğurmaktadır.

Yapılan ücret iyileştirmelerine karşın artışa devam fail para şişkinliği ve paralelinde düşen gelgel gücü karşısında elan çok rüşvet kesilmesi, bordrolu çalışanları daha çok tahakküm durumda bırakacaktır. Bu nedenle hezel laf akarsu çalışanların haklı talepleri bire bir zaman önceki karşılanmalıdır.

“MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ SORUNU PEKÂLÂ ÇÖZÜLMELİDİR”

Mevsimsel tarım işçileri rastgele sene bin bir tip zahmetle yola çıkıp tabiri caiz ise öz memleketlerinde sığınmacı hayatı yaşamaktadırlar.

Bölgeler arası kalkınmışlık farkının benzeri sonucu olarak doğdukları topraklarda geçim sıkıntısı çekici insanlar, apayrı memleketlere gidip harıldamak zorunda kalmaktadır. Kimileri yollarda yaşanan gidiş geliş kazalarında duygusal verirken kimilerinin çocukları sulama kanallarında boğulmakta kimileri üstelik gittikleri yerlerde siyasi nedenlerle saldırılara maruz kalmaktadır. Gittikleri yerlerdeki yaşam koşulları tıpkı çeşit iyileştirilemeyen sezonluk tarım işçilerinin kaldıkları çadırların %90’ında maalesef hareketlilik ve su namevcut.

Hükümet bu sorunu ortadan kaldırmak amacıyla tıpkısı nev istenilen iyileştirmeleri yapmadı. Yemeden Içmeden Şanlıurfa’dan 350 binin üzerinde kayırıcı, mevsimlik tarım işçisi adına Türkiye’nin dört bir tarafına gitmektedir. GAP’ın mefret şehirlerinden olan Şanlıurfa’dan insanların kalkıp esasen ekincilik işçisi adına ayrıksı memleketlere gitmesi az çok düşündürücüdür.

Mevsimlik ekincilik işçilerinin yoğunluğu Şanlıurfa ilkin almak için Güneydoğu illeridir. Güneydoğu illeri hamhalat kentler sıralamasında özellikle mevrut illerdir. Yapılması gereken özdek bu insanların özlük memleketlerinde çalışabilecekleri imkânları oluşturmaktır. Bu bağlamda GAP ayrımsız dakika önce bitirilmeli, Tevhit Sanayi Bölgelerinde istihsal ve istihdam artırılarak hisse senedi imkânları sağlanmalıdır.

Mevsimsel tarım işçilerinin hayat standartları iyileştirilmeli, tahaffuz ve beslenme başta olmak üzere asıl ihtiyaçları karşılanmalıdır. Antrparantez geçici süreliğine sigortalı sayılmalıdırlar. Sigorta primleri ise külliyen işverenlere yüklenmemelidir. Öğrencilerin eğitime devam edebilmesi üzere lüzumlu çalışmalar yapılmalı ve öğrencilerin eğitimi yarıda kalmamalıdır.

“AHLAKSIZLIK BATAKLIĞI KURUTULMALIDIR”

Son dönemlerde curcuna ve dinleti adı altında ortaya konan rezaletlerle halkın inancına, ahlakına ve manevi cemi değerlerine hakaret ediliyor, sapıklık, esrar bağımlılığı, alkolizm, fuhşiyat ve teşhircilik normalleştirilip destekleniyor.Bu yapılanlara engel olması gereken bakanlıklar, valilikler ve belediyeler bile maatteessüf bu çirkinliklere çoğu devir kuma veya cihaz oluyor, halkın parasıyla halkın geleceği olan deneyimsizlik ifsat ediliyor.

Ispirto ve mızrap ile zihni bulandırılan, fuhşiyat, teşhircilik ve cinsi sapıklıkla hak yolu anlayışı, sıkılma duygusu, şahsiyeti ve haysiyeti namevcut edilen toyluk namına, ailesine ve bilcümle topluma beklenti olacak yerde bela ve musibet olmaktadır. Seçme biri zihniyle, vicdanıyla, imanıyla tertemiz olan gençlerimizi maddesel ve manevi açıdan güçlendirmek varken, birtakım maddesel çıkarlar uğruna ahlaksızlık girdabına yuvarlayıp boğulmaya terk etmek canavarlıktır.

Meşru ofis, keyfe kâfidir. Gençlerimizin, coşku adı altında harama ve gayrimeşru işlere teşvik edilmesine seyirci eğlenmek hükümet amacıyla iri aynı gaflettir. Devleti yönetenler, bu toplumun velisi değil vekilidirler. Nazır kabil hareket etmek zorundadırlar. Anne olan asilin yani halkın rızasıdır, vekilin keyfi değildir.

Hükümet, halka rağmen, halk üzere anlayışıyla toplumun razı gelmeyeceği icraatlara imza atamaz, yapılan yanlışlara izleyici kalamaz.Oluşmasına peyrev kaldığı ahlaksızlık bataklığını kurutmadıkça bataklığın sebep olduğu birkaç sinekle mücadelenin minnetini edemez, halkımızdan dahi tek surette bu konuda ölçüm yahut teşekkürname alamaz.

“ANADİLDE EĞİTİMİN ÖNÜ AÇILMALI”

Kürtçe seçmeli ders Eylül 2012’üstelik Ulusal Eğitim Bakanlığının müfredatına girdi. Fakat güzeşte bu müddet süresince resmî olarak maruf bu hakkın önüne fiili engeller çıkarıldı.

Önümüzdeki terbiye-tedris dönemi için Kürtçe selektif dersi 20 bini fazla mektepli yeğleme etmesine rağmen Millî Terbiye Bakanlığı bu dersi verecek öğretmenler üzere yalnızca 3 kontenjan ayırdı. Bakanlığın sitesinde yer düzlük bilgiye bakarak Kurmancî lehçesine 2, Zazakî lehçesine ise 1 hoca atanacak. On yıl içerisinde sadece 79 Kürtçe sarıklı ataması yapılırken bu nitelik pratikte öğrenciler aracılığıyla dersin seçilmesini, seçilse birlikte görülmesini olanaksız kuzuluk getiriyor.

Anadilde eğitimin önündeki hep engellerin kaldırılması gerekirken halihazırda seçmeli derslerin birlikte pratikte işlevsiz kuzuluk getirilmiş olması akseptans edilemez. Anadilde terbiye hem insanî hem birlikte İslamî açıdan temel benzeri haktır. Diller ve renkler Allah’ın ayetlerindendir. Bu hakkın kullanımını engellemek ise şişman aynı zulümdür. Türkiye’dahi nüfusun yüce bir kesimini oluşturan Kürtler başta görünmek için anadili farklı olan vatandaşların anadilinde terbiye kabul etme hakkından yoksun bırakılması, çözülmesi gereken eke benzeri dava namına durmaktadır.

Bu bağlamda anadilde eğitimin önü bundan sonra açılmalıdır. Vatandaşların anadillerinin korunması ve geliştirilmesi azamet güvencesi altına alınmalıdır. Okullarda Kürtçe sarıklı ihtiyacının karşılanması üzere birlikte ehliyetli takım açılmalı, kadro bekleyen öğretmenlerin ataması yapılmalıdır.

“ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BARINMA, BESLENME VE ULAŞIM İHTİYAÇLARI KARŞILANMALI”

Üniversitelerde 2022-2023 Eğitim Bilimi-Öğretim Yılı ilkgüz ayının böylecene başlayacak. Ancak darülfünun öğrencileri tahaffuz üzerine kilolu mesail yaşamaktadır. Enflasyonun tavan yaptığı, kira fiyatlarının gök bilimsel derecede arttığı, ulaşım masraflarının ikiye katlandığı hakeza aynı dönemde, öğrencilerin bundan etkilenmemesi üzere şimdiden lüzumlu önlemler alınmalıdır.

Yeteri kadar mektepli yurdu açılmalı, öğrenciler kiralık evlere mahkûm edilmemelidir. Elverişsiz ve aşındırmak ücretleri öğrencilerin burslarıyla oranlı olmalı, ekonomik imkânı olmayan öğrencilere destek verilmelidir. Mektepli bursları günün soylu erki şartlarına uygun şekilde artırılmalıdır. Okullarından uzak yurtlara yerleştirilen öğrenciler toplu taşıma araçlarından ücretsiz faydalandırılmalıdır. Antrparantez kent dışından mevrut öğrencilere gelişigüzel aktarılma başında, gün sonunda ve alay tatillerinde misil ücreti desteği verilmelidir. Yurda başvuru yapıp açıkta artan öğrencilere evet apayrı meydan ayarlanmalı ya birlikte kira desteği verilmelidir. söz konusu hazırlık ve destekler geç kalınmadan hayata geçirilmelidir.

“TRAFİKTE TEDBİRLER VE DENETİMLER ARTIRILMALI”

Güvenlik Umumi Müdürlüğü verilerine bakarak Türkiye’de 2021 yılında meydana gelen trafik kazalarında 5 bin 362 güç son etti. Kestirmece 275 bin gönül dahi yaralandı. 2022 yılı ile ait kemiksiz veriler elan açıklanmasa üstelik trafik kazalarındaki artım ve yavaş dengelem dikkat çekmektedir. 20 Ağustos’ta Gaziantep ve Mardin’bile meydana mevrut avarız, dikkatleri tıpkısı posta daha trafikte alınması müstelzim tedbirlere ve yapılan denetimlere çevirdi.

Ulaşım güvenliğinin realizasyon edilmesi devletin asıl vazifelerindendir. Serencam yıllarda muvasala ast yapısında koca ölçüde bereket sağlansa bile halen bir nice noktada yavaş eksiklikler bulunmaktadır. Türkiye daha çok çok sayıda gidiş geliş kazasının yaşandığı tıpkı mevki olmaktan çıkarılmalıdır. Bunun üzere üstelik trafiğe çıkan araçların bakım ve muayeneleri ile ilgilendiren proses hassasiyetle işletilmeli, trafik belen ve işaretçileri ile ilişik nekais ivedilikle giderilmelidir.

Özellikle meskûn mahallerdeki tedbirler ve denetimler yoğunlaştırılmalı, teknolojik imkanlardan da istifade edilerek trafik seyri kontrol altına alınmalıdır. Gidiş Geliş kazalarına alın alınacak bildirme büyük tedarik, vatandaşların bilinçlendirilmesi ve sürücülerin mebzul bire bir eğitimden geçirilmesidir. Antrparantez hava şartları ve trafiğin gerektirdiği şartlara akıllıca akıntı edilmesi sağlanmalı, kazaların mehabetli sebeplerinden biri olan alkollü kurgu kullanımına pahal müeyyideler uygulanmalıdır.

İŞGALCİLERİN MESCİD-İ AKSA BASKINLARI VE EŞ-İ İBRAHİM CAMİİ’NİN MÜSLÜMANLARA KAPATILMASI

Geçtiğimiz günlerde, Eş-i İbrahim Camii’ni Müslümanlara kapatan engelleme rejimi, Mescid-i Aksa’evet yönelik baskınlarını dahi artırdı. Dünyanın gözü uğrunda Filistinlilere yönelik soykırım gerçekleştiren, ibadethanelerin dokunulmazlığını çiğneyen işgalcileri durduracak tıpkısı ferman elan ortaya konulamamıştır.

Müslümanların geçmiş kıblesi olan Mescid-i Aksa’ya müteveccih saygısızlığa karşı İslam dünyasının sessizliği perde vericidir. Gelişigüzel dönme zulmün dozunu artıran, çocukları hunharcasına katleden, Filistinlilerin evlerini başlarına yıkan işgalcileri kınamayı üstelik bırakan nahiye ülkeleri ne yazık kim onlarla veriş ihya yarışına girmiştir.

Bu saldırış ve işgali bitirmenin yolu iki devletli hal veya obstrüksiyon rejimiyle henüz çok veriş geliştirme değildir. Siyonist rejimle kurulacak rastgele zümre muamele Kudüs davasını bekâr bırakacak ve zayıflatacak, Aksa’ya yönelik saldırıları artıracak, engelleme ve talanın genişlemesiyle sonuçlanacaktır. Bu engelleme ve saldırıları bitirmenin biricik yolu Kudüs ve Filistin topraklarında siyonist rejimin varlığına serencam vermektir. Bu doğrultuda Filistin halkı ve direnişine lazım destek sağlanmalı, siyonistlerle kül münasebat sonlandırılarak Filistin meselesi gündemde tutulmalıdır.



Share: